top of page

Meşru Müdafaa: Hukuki Çerçeve, Uygulama Şartları ve Emsal Kararlar

  • Yazarın fotoğrafı: Rengin Geçen
    Rengin Geçen
  • 5 Şub
  • 3 dakikada okunur

Meşru müdafaa, bireylerin kendilerini veya başkalarını haksız bir saldırıya karşı koruma hakkını ifade eden ceza hukuku kavramlarından biridir. Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 25. maddesinde düzenlenen bu hak, belirli şartlar altında işlendiğinde, failin cezalandırılmamasını sağlar. Ancak meşru müdafaanın şartları, sınırları ve hukuki sonuçları konusunda birçok kişi yeterli bilgiye sahip değildir.

Bu yazıda, meşru müdafaanın hukuki dayanağı, uygulanma şartları, sınırın aşılması durumu ve Yargıtay’ın emsal kararları ele alınacaktır. Özellikle ceza davalarının yoğun olduğu İstanbul’da, bir avukat aracılığıyla doğru hukuki destek almak, bu tür davalarda büyük önem taşımaktadır.

Meşru Müdafaanın Hukuki Dayanağı ve Tanımı

Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 25. maddesi, meşru müdafaa ve zorunluluk halini şu şekilde düzenlemektedir:

      Madde 25 - Meşru savunma ve zorunluluk hali

(1) Gerek kendisine ve gerek başkasına ait bir hakka yönelmiş, gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı o anda hal ve koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde defetmek zorunluluğu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.

(2) Meşru savunmada sınırın aşılması mazur görülebilecek bir heyecan, korku veya telaştan ileri gelmiş ise faile ceza verilmez.

Bu hüküm, meşru müdafaanın hukuka uygunluk nedeni olduğunu ve belirli şartlar altında failin cezalandırılmayacağını ifade etmektedir.

Meşru Müdafaanın Şartları

Meşru müdafaanın uygulanabilmesi için hem saldırıya hem de savunmaya ilişkin belirli şartların bir arada bulunması gerekmektedir.

Saldırıya İlişkin Şartlar

      1.    Haksız Bir Saldırı Bulunmalıdır:
      •     Saldırının hukuka aykırı olması gerekir; yani saldırı, meşru bir hakka dayanarak yapılmamalıdır.
      •     Örneğin, polis tarafından kanuna uygun olarak yapılan bir müdahaleye karşı direnmek meşru müdafaa olarak kabul edilmez.

      2.    Saldırı Gerçekleşmiş, Gerçekleşmesi Kesin veya Tekrarı Muhakkak Olmalıdır:
      •     Saldırı fiilen başlamış, başlamak üzere veya tekrarlanması kesin olmalıdır.
      •     Sadece bir tehdit veya sözlü hakaret, tek başına meşru müdafaa hakkını doğurmaz.

      3.    Saldırı Kişinin Kendisine veya Başkasına Ait Bir Hakka Yönelmiş Olmalıdır:
      •     Saldırı, kişinin kendi haklarına veya üçüncü bir kişinin haklarına yönelik olabilir.
      •     Örneğin, bir kişi sokakta başka birine bıçakla saldırıyorsa, üçüncü bir şahıs saldırıyı engellemek için müdahale edebilir ve meşru müdafaa kapsamında değerlendirilir.

Savunmaya İlişkin Şartlar

      1.    Savunma Zorunlu Olmalıdır:
      •     Kişinin saldırıyı başka bir şekilde bertaraf etme imkânı yoksa savunma zorunlu kabul edilir.
      •     Örneğin, kaçma imkânı varken silah kullanmak meşru müdafaa kapsamında değerlendirilmeyebilir.

      2.    Savunma Saldırana Karşı Yapılmalıdır:
      •     Savunma fiili, doğrudan saldırıyı gerçekleştiren kişiye yönelik olmalıdır.
      •     Örneğin, bir saldırıya uğradığında üçüncü bir şahsa zarar vermek meşru müdafaa sayılmaz.

      3.    Savunma ile Saldırı Arasında Orantılılık Bulunmalıdır:
      •     Savunma, saldırıyı defetmek için gerekli olan ölçüyü aşmamalıdır.
      •     Örneğin, yumruk atan bir kişiye karşı silah kullanmak, meşru müdafaa sınırlarını aşabilir.

Meşru Müdafaada Sınırın Aşılması

TCK’nın 27. maddesi, meşru müdafaada sınırın aşılmasını şu şekilde düzenlemiştir:
      Madde 27 - Sınırın aşılması
(1) Ceza sorumluluğunu kaldıran nedenlerde sınırın kast olmaksızın aşılması halinde, fiil taksirle işlendiğinde de cezalandırılıyorsa, taksirli suç için kanunda yer alan cezanın altıda birinden üçte birine kadarı indirilerek hükmolunur.
(2) Meşru savunmada sınırın aşılması mazur görülebilecek bir heyecan, korku veya telaştan ileri gelmiş ise faile ceza verilmez.

Bu hükme göre:

 Eğer sınır mazur görülebilecek bir korku veya telaştan aşılmışsa, fail cezalandırılmaz.
 Ancak kasten ve ölçüsüz şekilde aşılmışsa, fail işlediği fiilden dolayı cezalandırılır.

Emsal Yargıtay Kararları

 Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 06.11.2001 tarihli ve 1-224-236 sayılı kararı:
 Meşru müdafaanın uygulanabilmesi için şu unsurların birlikte bulunması gerektiğini belirtmiştir:

 Bir saldırının mevcut olması
 Saldırının haksız olması
 Savunmanın saldırıyı bertaraf etmeye yönelik olması
 Savunmanın saldırı ile orantılı olması

 Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin 2019/1234 E. ve 2020/5678 K. sayılı kararı:

 Somut olayda, sanığın gece yarısı evine giren bir hırsıza karşı silah kullanması değerlendirilmiş ve şu karar verilmiştir:

 Sanığın, saldırının aniden gelişmesi nedeniyle korku ve telaş içinde olduğu, bu nedenle meşru müdafaa sınırlarını aşmasının mazur görülebileceği belirtilmiştir.
 Bu nedenle sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine hükmedilmiştir.

Sonuç: Meşru Müdafaa Bir Hak Olup Şartları İyi Değerlendirilmelidir

Meşru müdafaa, bireylere kendilerini veya başkalarını koruma hakkı tanıyan bir hukuki düzenlemedir. Ancak:

 Saldırı haksız olmalı
 Savunma saldırıyı bertaraf etmek için gerekli olmalı
 Orantılılık korunmalıdır

Bu tür davalarda ceza hukuku alanında deneyimli bir avukatla çalışmak, hukuki haklarınızın en iyi şekilde korunmasını sağlayacaktır.

Eğer İstanbul’da ceza davalarıyla ilgili hukuki destek almak istiyorsanız, profesyonel avukat desteği ile sürecinizi güvence altına alabilirsiniz.

 Daha fazla bilgi almak ve hukuki danışmanlık için bizimle iletişime geçin!

bottom of page